Bu kadar hüzün yeter değil mi…
Biraz da Kamboçya ve Turizm hakkında bilgi vereyim.
Daha önce anlattığım gibi, aslında Kamboçya bir 1953 yılında bağımsızlıktan sonra 1970 lere kadar 15 16 sene huzurla yaşamış, bir de 1980 yılından bugüne …
Bugün bir KRALLIK Kamboçya…
Başkenti Phnom Penh, resmi dili Kimerce olmasına rağmen, bir çok insan ingilizce konuşuyor, yani turist olarak gittiğinizde çok sıkıntı çekmezsiniz.
Nüfusu 16 milyon civarında, başkentte yaklaşık 2,5 milyon insan yaşıyor. Gerisi dağılmış durumda.
Sevgili Mert eksik kalan, yanlış anlattığım yerler varsa düzeltirsen sevinirim. Bu arada sana son kez teşekkür ediyorum kardeşim, sen olmasan bu yazıdaki bir çok şey olmazdı. İyi ki varsın ve iyi ki dostumsun 🙂 Bu arada sevgili Cenker’e de çok teşekkür ediyorum.
Vize? Nasıl Gidilir?
Buradan farklı yollar ile gidebilirsiniz. Kamboçya’ya vize kapıda veriyorlar, 40 USD vize masrafı var o kadar. Hiç vizesiz gitmek isterseniz Malezya ve Tayland’a da vize yok biliyorsunuz, önce Kuala Lumpur veya Bangkok oradan da Phnome Penh’e geçebilirsiniz. Böylelikle hiç bir ülkeden vize almanıza gerek yok.
Vardıktan sonra ..
Diyelim Phnom Penh’e geldiniz, buradan şehire tuktuk veya taksi ile gidebilirsiniz. Tuktuklar ile pazarlık yapmanız gerek ama şöyle söyleyeyim ben bütün gün şehiri gezdim, gidilebilecek her yere gittim, hepsi dahil 6 saatlik bir geziye 20 USD ödedim. Yani çok pahalı değil.
Nereye gitmek lazım?
İsteğinize göre değişebilir, mesela tarihe meraklıysanız hemen hiç oyalanmayın ve bir otobüse binin SIEM REAP’e gidin, çünkü UNESCO tarafından korumaya alınan Tapınaklar şehri ANGKOR WAT burada.
Angkor Wat’ta ne var?
Angkor Wat birbirinden farklı yaklaşık 10 15 tapınaktan oluşan bir şehir. 12. yüzyılda başlayan ve sonra devam eden bu tapınakların etrafında yaşar halk.
Fakat daha sonra savaşlardan dolayı halk buradan kaçmaya başlar ve bugünkü Phnom Penh’e yerleşir. Bu tapınaklar da terk edilir.
300 400 yıl boyunca bu tapınaklara kimse gelmez, ormanlık alanda olduğu içinde ağaçlar sarar tapınakları, görünmez hale gelirler.
1858 yılında Fransız doğa bilimci Henri Mouhot tesadüfen bu tapınakları keşfeder. Ve o günden bugüne gelinir, hala bazı yerlerde araştırmalar devam ediyor. UNESCO tarafından 1992 de Dünya Mirası olarak belirtilir.
Tapınakları tam anlamıyla gezmek aslında 3 gün sürüyor. O yüzden 1 günlük, 3 günlük ve 7 günlük biletler var.
Ben 1 günlük bilet aldım, 37 USD.
Tapınaklar Siem Reap şehrinden beş altı km’lik bir mesafede. Tapınakları yürüyerek gezmeniz olanaksız. o yüzden bir tuktuk ile anlaşıyorsunuz. O da 15 – 20 USD arası.
Sizi tapınak tapınak gezdiriyor ama gitmeden mutlaka bir KİTAP almanızı öneriyorum, okuyarak gezmeniz çok daha keyifli olur.
Siem Reap?
Diyelim tapınakları bitirdiniz, geceyi veya bir kaç geceyi Siem Reap’de geçirebilirsiniz, 10 USD – 50 USD arası otel bolca var. Ucuz otellerde sıcak su yok onun dışında temiz.
Gece hayatı müthiş, ne ararsanız bulabileceğiniz bir yer ve tabi çok ucuz. 3 USD’a bir saat masaj yaptırabilirsiniz veya barlar çok miktarda var. PUB street en ünlüsü, yine alış veriş yapabileceğiniz NIGHT MARKET var.
Deniz istiyorsam?
Denize gitmek istiyorsanız da, Adalara gideceksiniz. Bunun içinde Sihanoukville’ye gitmeniz lazım. Başkente yaklaşık 4 5 saatlik mesafede. Taksi ile giderseniz maliyeti 50 60 USD civarında.
Buraya yakın irili ufaklı adalar var ama en güzeli ve büyüğü tabi KOH RONG. Adını biraz zor öğreniyorsunuz. Burada sevgili dostum Cenker bir şey öğretti, Haluk dedi şu tekerlemeyi öğren, bir daha unutmazsın…
Nothing can go WRONG in Koh Rong…
Evet aynen öyle bir ada, yaklaşık 800 – 1000 kişilik yerli halk var, 29 plajı var, en önemlisi 80 90 türk var.
Sevgili Mert ve Cenker’in burada yeri var ama meşhur bir kaç yerin sahibi de başka Türkler. Gelen yerleşmiş kalmış adaya.
Adanın en güzel zamanı Kasım – Mart dönemi, en pik zamanı ise Şubat. Şimdi yağmur sezonu ve sürekli yağıyor.
Adaya karadan feribot ile geçiyorsunuz, gidiş dönüş 15 USD.
Adada otel, bungalov mevcut, sabahları maymun sesleri ve ziyaretleri ile uyanmak isteyenler bungalovlarda kalıyor, taş yapı otelleri de var. benim kaldığım otel hemen sahilde ve 15 USD idi.
Ada da her şey serbest 🙂 Bu kadar diyeyim siz anlayın. Gece hayatını anlatmayayım, muhteşem. deniz çok güzel, yani hani cennet gibi bir yer diyeyim. Hiç sıkılmazsınız.
İnsanlar …
Ben 4 gün geçirdim, bir tek kötü olaya şahit olmadım veya benim başıma bir şey gelmedi. İnanılmaz güler yüzlü ve cana yakınlar. Herkes yardım sever, kimse kimseye karışmıyor ve size çok saygı duyuyorlar.
Trafik…
Şehirde trafik var ama sabah saatlerinde ve akşam çıkışlarında. her yerde olduğu kadar ancak buradan yineleyeyim TUKTUK olayı müthiş, onlara trafik falan yok, ters yönden bile gidip gelebiyorlar. O yüzden hep Tuktuk tercih edin.
Para birimi ..
Para birimleri RIEL, 4.000 Riel 1 USD. Burada para bozdurmanıza gerek yok, dolar ile gelirseniz dolar olarak harcayabiliyorsunuz, zaten her şey dolar ile. Bazen size para üstü Riel veriyorlar,sorun yok, mesela 20.000 Riel verdiler, 5 Dolar, siz de onu öyle harcıyorsunuz…
Fotoğraf çekmek ..
Bir çok ülkede ve özellikel Afrika’da falan fotoğraf çektirmeyi sevmezler, burada tam tersi, elinizde kamera gören poz veriyor. O yüzden çok sıkıntı çekmeden bir çok kare çekebilirsiniz.
Yemek ..
Deniz ürünlerini seven kimsenin aç kalacağı bir yer değil ve tabi çok taze çünkü balıkçılık bu ülkenin en iyi olduğu alanlardan birisi. Taze taze yiyebilirsiniz, fiyatlar da çok uygun, bir kişi güzel bir balık lokantasından 15 20 USD’a çok sıkı yemek yiyip çıkabilir. İsteyenler için Pizza Hut, Burger King, KFC mevcut.
Hava ..
Dediğim gibi Temmuz Eylül dönemi biraz yağmurlu ama sıcak.Onun dışında hep sıcak 🙂 Burada kış diye bir şey yok …
Biraz araştırma yaparsanız göreceksiniz ki bu ülkede çok TÜRK var ve Türkleri çok seviyorlar. gelen dönmüyor.
Türkiye’den farklı ülkelerde bir şey yapmak isteyen bir çok TÜRK soluğu Kamboçya’da alıyor. Giden arkadaşlarını çağırıyor. yer alıyor, bir şeylere başlıyor.
Huzur derseniz benim gördüğüm var ama ukalalık yapmayayım mutlaka bir çok sıkıntısı da vardır, orada yaşayanlar daha iyi bilir ama gördüğüm herkesin keyfi yerinde.
Ayda 200 300 Dolar ile yaşanabilecek bir ülke ama ne zorlukları vardır, orada yaşayan birilerinden destek istemeden hareket etmemek lazım, yine de hep gördüğüm herkes birilerini çağırmış ve gelen de kalmış.
Kamboçya ile ilgili anlatacaklarım bu kadar ..
Biraz uzun oldu kusura bakmayın, umarım keyifle okumuşsunuzdur …
Sevgilerimle,
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.