Menu

Gündem … 11 Aralık 2014

Dün basında yer almasına rağmen pek konuşulmadı, ben de yazmayı planladığım halde işlerimin yoğunluğundan zaman bulamadım, bugüne kaldı.

Bu ülkede en çok arzu edilen mesleklerden birisi Mühendisliktir, bir diğeri de Mimarlık. Ülkemizde de bolca Mühendis ve Mimar vardır.

Hepinizin bildiği gibi bu meslek grubunun da bir Odası var, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, kısaca TMMOB.

TMOOB Kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu ve ilk defa 1954 yılında kurulmuş, yani Türkiye’de yaklaşık 60 yıldır faaliyet gösteren bir birlik. 500.000 den fazla üyesi var.

Ancak son zamanlarda ülkemizde boy gösteren bir çok olayda çok aktifler, adlarından çok bahsediliyor, mesela;

– Gezi’de ağaç kıyımı.
– 3. Köprü
– 3. Havaalanı
– HES çalışmaları..
– ve tabi Kaçak Saray …

Hani bazen duyuyorsunuz ya, Danıştay’a dava açıldı, ama sonucu beklenmeden ağaçlar kesildi diye, işte o davaları açan bir birlik.

Sayısız davası var, özellikle HES katliamlarına çok bilinçli, Nükleerle mücadele konularında bilinçli açıklamalar ve iptaller istiyor, bunun için çalışıyor.

Peki ne oluyor bunları yapınca…

İstenmeyen çocuk…. Devlet ve Hükümet artık buna bir çare arıyordu ve buldu …

TMMOB artık dava açamayacak, çünkü yapacakları yeni düzenleme ile TMOOB artık Çevre ve Şehir Bakanlığı emrine giriyor, yani BAKANIN izni olmadan adım bile atmayacaklar, ne demeç, ne dava açma…

Ne güzel değil mi …

***
Kadıköy’deki derme çatma bir yeri alıp güzelleştiren bir dernek var, Caferağa Derneği.

Bu gençler de tutmuşlar dans, kültür, sanata destek için düzelttikleri bu yeri kullanmaya başlamışlar.

Ama sanat deyince akar sular durur. Polisimiz hemen burada kızlı, erkekli SANAT olaylarının yaşandığını görünce basmış ve kapamış bu yeri.

Bunun üzerine mahalleli destek vermiş falan ama geç tabi, polise karşı kim gelecek, hem de bu yeni yetkilerle.

Bir kırmızılı kızımız çıkıp Polisin önünde protesto etmiş.

Ne yaparak mı?

Sadece dans ederek…..

***
Dünkü BÜTÇE konuşmalarını gazeteden okudum da, gerçekten komik bir haldeyiz artık.

Bizlerin oylarıyla giden 550 kişi resmen Türkiye ile dalga geçiyor, Meclis kürsüsünde sataşmalar, konuşmalar, DEVLET erkanına yakışmayan bir sürü garip söz, suçlamalar…

Türkiye’yi teslim edenlerin seviyesine, uslubüne baktım ve utandım…

Gerçekten utandım…

***
Ben şu BARIŞ sürecini bir türlü anlayamayanlardanım.

Bir tarafta Terörist Başı var, çocuk katili…..
Bir tarafta Terörün yönetildiği Kandil var, Kandildeki Terörist PKK örgütü…
Bir tarafta da Türkiye Cumhuriyetini temsilen Hükümet …

Bir de bunların arasında sorumluluklarının ne olduğunu bilmediğimiz MİT ve Arabulucular var.

Terörist Başı oturuyor 63 madde yazıyor, artık neyse bu maddeler bilmiyoruz, sonra birileri o maddeleri alıp Kandil’e gidiyor, sanki orada bir DEVLET var, hem de koşa koşa..

Sonra birileri bu kağıtlar ile Devletin Başbakan Yardımcısı ile oturuyor ve konuşuyor, ondan bilgiler alıyor, sonra tekrar Terörist Başına gidiyor..

Kimsenin anlamadığı bir trafik, ne vaad ediliyor, ne yapılıyor, ne konuşuluyor kimse bilmiyor.

Sonra bunun adı Barış Süreci oluyor ama kim kimle BARIŞIYOR? 6.000 den fazla şehit vermişiz, anlamsız bir şekilde 30.000 insan ölmüş..

Tamam …. Barışı sonuna kadar savunalım da, neyin karşılığında, bilmek hakkımız değil mi?

***
Bütün bunlar yaşanırken bir de bence tamamen konuyu bu süreçten saptırmak için bir söz düellosu yaşanıyor.

Önce Sayın Demirtaş konuşuyor ” Kan dökülür “, sonra Sayın Başbakan yanıt veriyor ” Kan senin elinde kalır “, e tabi o konuşmazsa olmaz, en son Sayın Cumhurbaşkanı da konuşuyor ” Yargıdan kurtulamazlar “.

E tabi onlara yani siyasilere atma tutma kolay.

Allah korusun olmasın tabi de, akan kan onların kanı değil ne de olsa, yine canı yanacak olan sokakta bu insanların sözleriyle ortaya çıkan insanların, bizim kardeşlerimizin, çocuklarımızın, belki de bizim kanımız.

Bugüne kadar akan kanlardan kim sorumlu oldu ki?

Bunu bile bile, hala çıkıp bu milleti germekten hiç biri çekinmiyor, eh sonucundan Allah Rahmet Eylesin bil denmeyen kanlarımız aktı…

Bu kadar seviyesiz ve hesapsız demeçler, tartışmalar yaşamak zorunda kalıyor ya bu ülke, en çok ona üzülüyorum….

***
Dün Antalya, Alanya’yı gördünüz değil mi..

Bu ülke insanı FITRATINI bir türlü anlayamadı, Sayın Cumhurbaşkanımız o kadar anlatıyor ama dinleyen yok, öğrenen yok.

Yağmurda Sel, selde araç zararı, insan kaybı bizim Fıtratımnızda var kardeşim, önlem almaya gerek yok, hem zaten Allah aşkına yılda kaç kere oluyor ki, şimdi Devlet yılda bir kaç kez olan ve bir kaç yerde olan SEL için bir de önlem mi alsın, para mı harcasın, ayıp yani ….

Zaten 1600 lü yıllardan beri olan bir şey, bilmem kaç asırdır devam eden bir şeyi 2014 senesinde hükümetin mi çözmesini istiyorsunuz.

Fıtratını kabul ettin mi bak daha rahat yaşarsın, üzülmezsin…

Kabul et, rahatla …

***
Dün haberdi bugün fotoğraflar ile yansıdı medyaya, okuduğumda özür dilerim ama güldüm, çünkü Dünyada böyle bir kaza herhalde bir tek bizde olur.

Konu gece yarısı FALÇATA dolu bir kırtasiye kutusu Haliç köprüsü üzerine düşüyor ve falçatalar caddeye yayılıyor.

Buraya kadar normal, ama bundan sonrasında o maket bıçakları 40 yani tam KIRK aracın lastiklerini patlatıyor ve zincirleme kaza…

Pes yani cidden pes, bu nasıl bir kazadır akıl almıyor…

***
Gönüllü olmak..

Adı üstüne Gönlünden geçerek, menfaat beklemeden bir şeyler yapmaya gönüllü olmak, kendi isteğinle…

Bunun da istatistiğini yapmışlar..

O çok atıp tuttuğumuz ” Gönüllü ” oldum olayında Dünyada kaçıncıyız bilin bakalım?

Sondan ikinci, 135 ülke içinde 134. sırada ( ya da buna benzer bir sayıydı tam anımsayamadım ama sondan ikinci bunu biliyorum ).

Yani hiç bir şeye GÖNÜLLÜ olmuyoruz…. Ama Gönüllüymüşüz gibi davranmayı ve gözükmeyi çok seviyoruz…

***
Bu Akşam Beşiktaş ve Trabzon’un maçları var.

İkisi de gururumuz, Avrupa’da bu maç skorları ne olursa olsun yollarına devam edecekler.

Her ikisine de kocaman tebrik ve başarılar dilerim.

Bu arada bir de UEFA FB / TR kararları var… Bitmeyen mücadele

Saçma sapan bir duruma inşallah UEFA son noktayı koyar da, biz de bu çok sıkıldığımız süreçten kurtuluruz.

***
Bugünlükte bu kadar, ben biraz üşütmüşüm, 30 dereceden 10 dereceye gelince vücut isyan etti herhalde, ama önemli bir şey yok, dinleniyorum..

Herkese çok sağlıklı ve keyifli bir gün dilerim.

Sevgiler & Saygılar

Benzer Yazılar

YORUMUZU BIRAKIN