Menu

Hayale Yolculuk : Botswana

Hayale Yolculuk – Botswana

Evet, 40 yıllık hayal diye anlattığım yolculuk bitti ve evime bu sabah döndüm.

Baştan uyarayım, bu yazı UZUN bir yazı olacak çünkü başka yazı yazmayacağım bu seyahat ile ilgili. Tüm bilgileri yazının içine sığdırmaya çalışacağım.

O zaman başlayalım … Aşağıda ilave ettiğim fotoğraflar yazıyı anlatan karelerdir, detayları ve tabi çok daha fazlasını dediğim gibi GEZİYORUM’a ilave edeceğim, isteyen arkadaşlarım oradan bakabilir.

Aslında hayale yolculuk biraz hayal kırıklığı ile başladı. Daha önce bu turu bana organize edeceğini söyleyen arkadaşımla bir türlü iletişime geçemeyince son güne kadar programım belli olmadı. Yani 17 Mart öğlene kadar nereye gideceğim, ne yapacağım, nasıl yapacağım bilmiyordum.

Ancak daha önce buradan ikinci bir plan çalışmalarına başlamıştım. Botswana’daki tur firmalarına mailler attım, bazıları geri döndü, bazıları dönmedi. Geri dönenler arasında da benimki gibi kısa tur için fiyat veren azdı ve çok yüksekti.

Artık buradan yola çıkıp Johannesburg’a geldiğimde hala belli değildi ne yapacağım.

Sonunda INDIGO TUR çok güzel ve oldukça ekonomik ve benim zamanıma uyan bir tur önerdi.

Buna göre;

18 Mart sabahı Zimbabwe’ye Victoria Falls’a uçacaktım, Orada Victoria Şelalesini gezip, bir gece orada kalacaktım.

19 Mart sabahı beni otelden alıp, yaklaşık 1,5 saatlik bir araba yolculuğu ile Botswana Kasane’ye götüreceklerdi. O gün şehiri gezecektim.

20 Mart sabahı Tekne ile Safari ve öğleden sonra Game Drive dedikleri Ciple Safari turunu yapacaktım. Gece yine Kasane’de konaklayacaktım.

21 Mart sabahı Yine bir tekne ile safari turu yaptıktan sonra, öğleden sonra Game Drive ile Ormanın içinde Kamp yapılacak, gece orada kalınacaktı.

22 Mart sabahı kamptan Kasane Havaalanına bırakılacaktım.

Uçaklar hariç bu turun masrafı ( bir kaç yemek hariç ) toplam 658 Dolardı.

Ve ben son gün bu turu aldım. Uçak biletlerimi 17 Mart akşamı online yaptım, tura ödememi yaptım. 18 Mart sabahı yolculuğa hazır hale geldim.

Tur programında ne varsa fazlasını yaşadım diyebilirim. Müthiş güzel ve hiç aksamayan bir organizasyon ile 18 Mart sabahından 22 mart sabahına kadar cidden İNANILMAZ bir serüven yaşadım.

TUR programını açıkladıktan sonra artık kısa kısa bilgiler verebilirim.

Şunu özellikle belirteyim; Zimbabwe’ye gidecek arkadaşlarım internetten bilgi almaya çalışırsa çok zorlanabilir, çünkü internette bazı yerlerde vize almadan giriş yok diyor, bazılarında ise kapıda diyor. Doğrusu KAPIDA vize alabiliyorsunuz, 60 USD ödüyorsunuz.

1- Victoria Falls : Dünyanın en büyük şelalesi, zaten fotoğraf ve videoları gördüğünüzde bayılacaksınız. Victoria Falls hem Zambiya tarafından, hem Zimbabwe tarafından görülebiliyor ama kesinlikle Zimbabwe tarafını görmelisiniz, çünkü şelalenin %90 kısmı bu tarafta.

Şelaledeki Gökkuşağına bayılacaksınız, sanırım bu kadar yakından bir gök kuşağı görmemişsinizdir.

Victoria Falls aslında minnacık bir şehir, 5.000 kişi yaşıyor. Burada her şey Dolar ile yani Zimbabwe parası çekmek veya götürmek zorunda değilsiniz. Tüm gelir şelaleyi görmeye gelen turistlerden.

Eğlence hayatı ve yemekte pek sorun yaşamazsınız, en kötüsü KFC garanti 🙂

Daha fazla tanıtım için zaten google’dan bilgi bulabilirsiniz. Toplam gezi süresi 2 3 saat arası ama Cennet gibi bir yerde daha fazla da zaman geçirmek isteyebilirsiniz.

2- Botswana – Kasane : Önce kısacık biraz Botswana bilgisi.

Botswana aslında yüzölçüm olarak Fransa kadar ama toplam nüfusu 2.500.000 civarında, çünkü ülkenin %85 lik kısmı Kalahari Çölü, yani kimse yaşamıyor.

Başşehirleri Gaborone ki nüfusun %75 i burada yaşıyor, sonrası hep ufak ufak şehirler.

Tam demokrasi ile yönetiliyor. Fotoğraflarda 50 göreceksiniz, 1966 da bağımsızlığına kavuşmuşlar, yani 50. yıllarını geçen sene kutlamışlar.

Kasane’de Chobe nehri ve Chobe National Park için kurulmuş bir şehir, 10.000 kişi civarında yaşıyor ve hemen hemen hepsi turizme yoğunlaşmış durumda.

O kadar güvenli bir yer ki, sabah yürüyüşe çıkın, herkes size selam veriyor.

3- Chobe National Park : Tek kelimeyle muhteşem bir park. Afrika’nın en büyük orman ve parkı. Burada hiç bir engel, hiç bir çit yok. Yabani Hayvanların kendi istedikleri gibi yaşadığı ve insan elinin değmediği bir park.

Adını Chobe Nehrinden alıyor. Bu nehir upuzun bir nehir ve beş ülke tarafından paylaşılıyor. Botswana, Angola, Zimbabwe, Namimbiya ve Zambiya.

Chobe nehrinin üzerinde özellikle Su Aygırlarının, Buffaloların, Fillerin otlandığı müthiş verimli otların olduğu bir ada var ve Namimbiya ile Botswana tam 10 sene bu ada için görüşmeler yapmış. Namimbiya bu alanı tarım alanı olarak kullanmak istemiş, Botswana ise turizm için. Sonunda Hollanda’ya yüksek mahkemeye müracaat etmişler.

Bir heyet gelip 1 sene boyunca izlemiş ve sonunda turizm için Botswana’nın kullanmasına karar vermişler. İnsan yok bu adada, her şey doğal ve vahşi hayvanların arzu ettiği gibi kullanılıyor.

4- Bot gezisi : Turların hemen hemen hepsi, sabahları 09:30 – 13:00 arası bu nehir üzerinde tur yapıyor. Hepsi hemen hemen aynı rotayı izliyor, birbirleri ile haberleşiyorlar. Çünkü; Hayvanlar serbest, hangi hayvan ne zaman nerede olacak kimse bilmiyor. Herhangi bir tur operatörü bir hayvan gördüğünde birbirlerine haber veriyorlar.

Bot gezisi sırasında Fil, Timsah, İguana, Buffalo, Su Aygırı, Antilop, Zürafa, Kartal gibi her türlü hayvanı görmeniz mümkün. Yanlarına belli mesafelerde yaklaşmanıza ses etmiyorlar.

Hiç birisi saldırmıyor ama sanmayın ki evciller, çünkü evcilleştirmek için hiç bir şey yapmıyorlar. Doğaları gereği siz bir şey yapmazsanız, onlar da size bir şey yapmıyor.

Fotoğraf ve videolarda bot gezisinin detaylarını göreceksiniz.

En önemlisi de ben hiç Filleri yüzerken görmemiştim, onun videosunun size çok ilginç geleceğini düşünüyorum.

5- Game Drive : Game Drive dediğim gibi özel Toyota Cipler ile maksimum 9 kişinin ormanın içindeki 3 saatlik serüveni.

Özel bir yol yok, arabalar kendileri bir yol yapmış ve hepsi aynı şekilde bir rotayı takip ediyor. Yine burada rehberlerin birbirleri ile haberleşmesiyle bir çok vahşi hayvanın orman içinde yaşamlarını izliyorsunuz.

Çok yakınına gidebildiğiniz hayvanlar da var, uzaktan bakmanız gerekenlerde.

Bu turda da özelikle Fil, Zürafa, her çeşit kuş, Geyik, Antilop, Buffalo, bolca Maymun görmeniz mümkün. Sırtlan, Aslan gibi hayvanlara denk gelmeniz büyük şans.

O yüzden turlarda hayvanlar garanti edilemiyor, yani bir turda 3 5 hayvan da görebilirsiniz, 30 40 hayvan da.

Orası ONLARIN DÜNYASI, ne isterlerse, nasıl isterlerse öyle yaşıyor ve öyle yapıyorlar. Size özel hazırlanmış hiç bir şey yok. Yine de büyük çoğunlukla sizi memnun etmek için epeyce uğraşıyorlar.

Chobe parkında yaklaşık 100.000 fil var, 3.000 üzerinde zürafa var, binlerce su aygırı, buffalo, yüz binlerce impala dedikleri antiloplar var. Aynı şekilde timsah, iguana, kartal, maymun bolca var. Yani denk gelmeme şansınız yok.

6- Kamp : Bunu arzu edenler alıyor, bir veya birden fazla gece sizi bu vahşi ormanın ve hayvanların içinde kamp yaptırıyorlar. Çadırlar tek kişilik ve çift kişilik olabiliyor. Akşam üzeri varıyorsunuz zaten kamp yerine, gece yemek ve şarap bolca var.

Ve sonra belki de hayatınızda hiç görmediğiniz bir manzara çıkıyor karşınıza. Gece gök tamamen yıldızlarla doluyor. Öyle böyle değil, anlatması zor bir manzara gerçekten.

Sabah 5:30 da uyanıyorsunuz, kahvaltı hazır, kahvelerinizi içip sizi tekrar ana merkeze bırakıyorlar. İki gece kalanlar ise Game Drive’a devam ediyor. Bütün gün ormanda geziyorlar ve akşam aynı şekilde kampa dönüp çadırlarında kalıyorlar.

Evet, benim anlatacaklarım bu kadar…

Yazıyı önce yazmak istedim ki, albümlere ve videolara bakarken biraz bilginiz olursa belki daha iyi oturur diye düşündüm.

Özet şu; İnanılmaz bir dünyaları var vahşi hayvanların. Onların yaşamını görünce hani insanlar neden vejeteryan oluyor daha iyi anlıyorsunuz.

Ben ki o kadar et seven, balık seven bir adamım, ciddi anlamda düşünmeye başladım tekrar et/balık yemeyi. Orman ve Park onların, siz orada misafirsiniz ama size ne saldıran var, ne kin güden. Kendi yaşam mücadelelerini veriyorlar ve siz buna sadece saygı gösteriyorsunuz.

Bütün seyahat boyunca en ufak ama inanın en ufak bir sıkıntı yaşamıyorsunuz, gittiğiniz bölge çok turistik, insanlar size karşı acayip saygılı, bölgede suç oranı neredeyse sıfır.

Son bir kaç detay vereyim ve bu uzun yazıyı tamamlayayım…

Botswana para birimi PULA, 10 pula 1 Dolar. Ucuz bir yer, hediyelik eşyaları buradan almanızı tavsiye ederim.

ESKİ Dolar burada pek makbul değil, yani gelirken yeni Dolarlardan almanız lazım, bir çok yer kabul etmiyor. Kredi kartı her yerde geçiyor.

İnternet belli bölgelerde var, ancak telefon konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz.

Bahşiş olayı tabi var ama ısrar etmiyorlar, yani bahşiş bırakmazsanız kimse size ters davranmıyor ama verirseniz daha fazla bir sevgi görmeniz mümkün.

Hava sıcaklığı 25 – 30 derece arsında, ancak onların kışı, yani bu turlar için en iyi mevsim aslında Eylül Ekim ayları diyorlar, özellikle vahşi hayvanlardan daha fazla görmeniz açısından ama Mart – Mayıs dönemi de çok yoğun.

Tahmin edeceğiniz gibi çok sayıda turist var, özellikle Nisan’dan sonra turlarda yer bulmanız çok mümkün olmayabilir.

Buradan bir tur kaça mal oluyor bilmiyorum ama dediğim gibi kendiniz de İndigo ile veya Kalahari turla direk temas ederek bu turları organize edebilirsiniz. Ben Kalahari Turdan inanılmaz memnun kaldım.

Arzu eden arkadaşlarıma bilgileri verebilirim, hem Indigo’nun, hem Kahalari’nin. Eminim buradan organize edilen turlardan daha ekonomik olacaktır.

Umarım keyifle okumuşsunuzdur, ben çok keyif alarak yazdım…

Artık gelelim fotoğraf ve videolara değil mi 🙂

Sevgilerimle,

Benzer Yazılar

SEYAHAT - 8 sene ago

Las Vegas

SEYAHAT - 8 sene ago

Vatikan ..

SEYAHAT - 2 sene ago

Kon Tiki

YORUMUZU BIRAKIN