Amerikayı ilk müslümanların keşfi demecinden sonra, bir başka tarihi demece de Sayın Başbakanımız imza attı, nasıl mı?
Dedi ki ” Nerede o Kızılderililer, nerede Aborjinler, nerede Afrika kabilelerinin çoğu. Biz de şimdi o dosyaları mı açalım ”
Bunu gazeteler şöyle yazdı. Başbakan Davutoğlu APnin Ermeni soykırımı iddiası ile ilgili kararına ÇOK SERT tepki gösterdi.
Yani bizim elimizde acayip bilgiler var, eğer açarsak o tarihi, Amerika yerlilerinin nasıl katlediklerini, Aborjinlerin nasıl yok edildiğini ve Afrika’daki kabilelerin nasıl ortadan kaldırıldıkları ile ilgili müthiş belgeler var.
Hani Dünya birbirine girmesin diye bu gizli belgeleri içeren tarihi dosyaları açmıyoruz. Bir açarsak, ne olur artık Allah bilir.
Bu konu benim çok ilgimi çekti ve hepsini tek tek inceleyip, gizli olmayan belgelerden ne olmuş bu kızılderililere, aborjinlere diye inceleme yazısı hazırlayacağım, tarihe ışık tutmak lazım smile emoticon
Yakın bir zamanda Aborjinler ile başlamayı düşünüyorum
***
Beşiktaş’a bir haller oldu, ne oldu bilmiyorum ama birdenbire tüm Türkiye’nin sevgisi onlar ile birlikteyken, büyük bir sempati kazanmışken, bir günde darmadağın oldular.
Önce Reza ziyareti, başkanla yemek, arkasından Loca satın alımı falan derken çok doğal ki bazı tepkiler oldu. ÇARŞI grubu yargılanırken en ufak destek vermeyen Beşiktaş Yönetimi, Reza’yı neredeyse bağrına bastı, gözlerinden acayip bir Beşiktaş’lı olduğunu anladı.
Hadi tamam onu da geçtim, ama Hürriyet karikatüristi Latif Demirci’nin çizdiği karikatürü eleştirmek?
Beşiktaş yönetimi bu karikatürün İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ aştığını ifade etmiş.
Bir karikatüre bile tahammül göstermiyorsanız, gösteremiyorsanız işiniz zor sayın Beşiktaş Kulübü yöneticileri.
Bu tip karikatürü eleştirmeleri yapanlar, tahammül edemeyenlerin kimler olduğunu biliyoruz, ne olur onlar gibi olmayın, GÜLÜN geçin. O karikatürü bugün sorsanız belki kimse anımsamaz AMA;
Sizin bir karikatürü İfade Özgürlüğüne karşı bulmanız yıllarca anımsanır.
***
Bir insan neden intihar eder? Nasıl yaşamını sonlandırma noktasına gelir?
Tabi hiç birimiz o noktaya gelmediğimiz için anlaması zor, belki gelen ve vazgeçenler vardır ama en azından ben o noktaya hiç gelmediğim için UKALACA yazılar yazmak istemiyorum, yorum da yapmak istemiyorum.
Çünkü nedeni olmayan bir insan yaşamına böyle bir son vermez. ve o nedenleri kimsenin anlaması o kadar kolay değildir.
Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi doktorlardan birisi Prof. Dr. Işıl Berat, 57 yaşında, bugün kameralardan görüyoruz ki intihar etmiş.
Önce geliyor, bekliyor, herhalde karar veremiyor, sonra dönüyor gidiyor, bir süre sonra tekrar geliyor, düşünüyor ve denize atlıyor. Sabahı cesedi Üsküdar sahilinde bulunuyor.
Tabi ne olduğu belli değil, polis araştıracak, mutlaka ki nedeni bulunacak ama üzüldüm, 57 yaşında bir kadın, kariyerinin zirvesinde, neden intihar eder?
***
Hani bir Pırıl vakası vardı, anımsayanlar olabilir.
Otobüste çaktırmadan yanındaki adamı videoya çekip, altına ” Bu pe…nk beni yarım saattir elliyor ” diye yazıp, sonra sosyal medyada paylaşan.
Daha sonra olayın böyle olmadığı anlaşıldı ama HEYHAT.
Adamı işten attılar, küçük düşürüldü, ailesine rezil oldu, hayatı mahvoldu.
Adam da Pırıl’ı mahkemeye verdi.
Mahkemede Pırıl’ı serbest bıraktı. ” 18 yaşındaki bir genç kız, hiç bir neden yokken böyle bir eylemde bulunmaz ” kanaatine varmış.
Kız evine gitti, peki ADAM?
Kimin umurunda…..
***
Son günlerde kadın cinayeti yok sanmayın, dün 2 TANE daha var ama artık o kadar alıştık ki, haber 5 satır ile gazetelerin en altında yazılıyor.
2 kadın daha hunharca öldürülüyor ama kimsenin ilgisini çekmiyor, ACUN bilmem kime ne diyecek DAHA BÜYÜK haber … O yarım sayfa verilir…
***
O filmi seyretmedim de Hürriyet’te Melis yazmış, en kısa zamanda seyredeceğim.
Filmin adı Haziran Yangını, Gezi olayları sırasında katledilen Ethem Sarısülük’ün hayatıymış…
Filmin içinden bir sahne anlatıyor Melis ” Ethem’in hiç kız arkadaşı olmamış, yoksulluk içinde büyüyen bir çocuk, kimsenin elini tutmamış, kimseyi öpmemiş…”
Yazık ettik çok yazık ettik bu çocuklara ve onlara bunu yapanları Madalyalar ile ödüllendirdik, o emirleri verirken, hiç mi vicdanları sızlamadı…
Filmi seyrettikten sonra yine yazacağım bunu….
***
Kapalıçarşı da bir şeyler oluyor, ne olduğunu henüz tam bilmiyoruz ama Esnaf ile Belediye karşı karşıya..
Büyük bir rant var ortada sanırım ki 80 esnafı çıkartacaklar, 20 25 senedir orada olan esnaf birdenbire problem oldu demek ki.
Bakalım arkasından ne çıkacak…
***
Başlık ” Gergin Bekleyiş “..
Neyi bekliyoruz?
Obama’yı …
24 Nisan’da ne diyecek?
Bir şey daha bekliyoruz…
Ermenistan’a Soykırım için ABD kimi veya kimleri gönderecek, Türkiye’yi kimi veya kimleri gönderecek.
Afedersiniz ama bu bir sidik yarışına döndü.
Türkiye 80 ülkeyi davet etti, Ermenistan 100 ülkeyi davet etti.
Şimdi karşılaştırma yapacaklar ve buna göre kim Ermenistan’ın yanında soykırımı destekliyor, kim Türkiye’nin yanında Türkiye’yi destekliyor, bunu çıkartacaklar.
Gönderilen kişi sayısı, mevkisi, ağırlığı…
Bakalım ben de merak ediyorum, hangi ülke nereye kimi gönderecek.
Sonra bir kaç gün veya hafta da bunları dinleriz, hoşumuza gidenleri överiz, gitmeyenleri sileriz olur biter….
***
Diyarbakır’da çok önemli !!!!! bir toplantı.
Toplantıyı yapan Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Bilal Erdoğan.
Kimler ile toplanıyor?
Bölgedeki İmam Hatip Müdürleriyle…
Neden diye soramıyoruz, Bilal Erdoğan ile İmam Hatip Müdürlerinin ne gibi bir bağlantısı var veya olabilir ki?
Varmış demek ki, çünkü hepsi istisnasız katılmış.
Hadi tamam katıldılar, toplantılarını yaptılar, sonra bir açıklama istiyor MEDYA…
O da yok, çünkü BASINA KAPALI bir toplantı ve toplantı sonrası bir AÇIKLAMA da yok …
Toplantı dediğin böyle olur …
***
Herkese keyifli bir Cumartesi günü dilerim, elimden geldiğince özetlemeye çalıştım, umarım keyifle okursunuz.
Sevgiler & Saygılar
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.