Menu

Sosyal medya ve aile : Sumeyra Aktaş

Bence herkes Sumeyra Aktas Hanımın yazdığı bı yazıyı okumalı.
Ama okurken DÜRÜST okumalı ve şu soruyu sormalı kendine,
Ben de bunun aynısını yapıyor muyum?

Aslında ben yazıda her ne kadar BABA faktörü öne çıksa da,,
Aynı şeylerin KADIN arkadaşlarımızın tarafından da düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü bu Sosyal Medya,
Sadece Erkekler tarafından kullanılan bir platform değil,
Kadın Erkek, Yaşlı Genç, Çalışan emekli işsiz,
Hepimiz kullanıyoruz.
Kullanırken de nerede kullandığımızı bilerek kullanıyoruz.

Çocuklarımız bizleri örnek alıyor.
Eğer Anne baba evde sosyal medyadaysa, veya telefonlarına bakarak yaşamı geçiriyorlarsa,
Çocuklar da büyüdükçe onları taklit edecektir.

Çok güzel bir yazı olmuş,
Bir kez daha tebrik ederim Sümeyra Hanım.
Son zamanlarda okuduğum en doğru teşhisler içeren bir yazı olmuş…

**-*

Bazı evlerde babalı yetimler büyüyor artık. Aslında varlar ama aslında hiç yoklar.

Telefonun başından kaldıramıyorsunuz beyefendiyi. Her gün işe gider gibi geçiyor telefonun başına. İletişim kurmuyor, sanki o evde hiç yaşamıyormuş gibi mesaisi de bitmiyor. Ülke kurtarıyor bazen oturduğu yerden ama ailesini kaybettiğini görmeden. ‘Sen daha iki çocuk bir kadını yönetemiyorsun abicim, sus istersen azıcık!’ diyemiyorsun, çok öfkeli ve çok alınganlar. Çocuğun rol model alacağı, saygınlığını koruyabilmiş bir erkek yoksa evin içinde, o da tüm eksik yanlarını dışarıda aramaya başlıyor.

Bazı evlerde kocalı dullar var artık.

Kendisi hep online olduğu için ve genellikle başka kadınlara alev gönderdiği ve ‘slm nbr?’ yazdığı için; iltifat etmediği, ilgilenmediği karısına başkası iltifat edince küplere biniyor da ‘Ya ben bu işin neresindeyim?’ diye sormuyor kendisine. ‘Sen Pubg oynarken oldu n’olduysa abicim!’ diyemiyorsun. Çok alıngan ve çok öfkeliler. Dünyanın kaymağını yemek için her şeyi manda yoğurdu kıvamına getiren insan samimiyetsizliğinde, ‘karım bilmem kime kaçtı esraaaanım,’ diye karılarını arıyorlar TV’de. Birinin hatası, bizim hatamızı asla meşru kılmaz ama hafifletici sebep diye de bir şey vardır, o da inkar edilemez.

Bakılmayan her şey ya çürür, ya bozulur, ya paslanır. Emek verdiğin kadar güzelleşir ilişkiler ve bu hiçbir zaman tek taraflı olmaz. Kadın erkek fark etmez, kimin emeği azsa ilişki içinde bozulmadan o sorumludur. Toplum, kadınların üstünde bu konuda çok gidiyor. ‘Kadın olsaydın da, ana olsaydın da, azıcık namuslu olsaydın da…’ diye başlayan cümleler, tüm sorumluluğu kadının üzerine atıyor. Kendine bir şey kalmayan adamlar da ‘Aman canım ya!’ diye salıveriyorlar.

Bir evlilik varsa ortada, iki tarafın özverisi eşit ilerlemediğinde sorunlar çıkmaya başlıyor.

Gübresini doğru şekilde, ışığını olması gereken yerden alan, yabani otları ayıklanmış her bitki çiçek verir. Eğer evlilik çiçek vermemişse, bunun suçlusu sadece bir taraf değildir.

Masaya cüzdanı koymak, tüm sorumluluklardan muaf olunacağı anlamına gelmiyor. Cüzdandaki para ile alınan çekirdeği çitleyemeyen ailenin temeli çıtlamaya başlıyor.

Benzer Yazılar

YORUMUZU BIRAKIN