Bu fotoğrafı Unicef Kotdivuar paylaştı.
Benim paylaşma sebebim ise çok farklı.
Fotoğrafı görünce,
Hiç görmediğim,
Rahmetli babacığımın 17 yaşında kaybettiği babası, yani dedem aklıma geldi.
Benim adımın önünde Abdullah vardır,
Dedemin adıdır,
Onun adının önünde dedesinin adı vardı, Şükrü.
Benim oğlum Hazar’ın da adının önünde Aytekin vardır,
Babamın adı.
Epey uzun zamandır devam eden br gelenek.
Neyse konuyu dağıtmamayım,
Rahmetli dedemin adı Abdullah Çelebi,
Ama dedemin lakabı Singer Çelebi’ymiş.
Yozgat’ta terzilik yaparmış,
Singer dikiş makinesi de kullandığı ve çok iyi bir terzi olduğu için,
Adına Singer eklemişler.
1940 ların Singer Çelebi’sinden
Bugün gördüğüm fotoğraftaki Singer dikişi makinesine..
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim,
Canım anneciğim de muhteşem bir terzidir.
Senelerce benim, kardeşimin kıyafetleri,
Arkadaşlarının kıyafetlerini dikmiştir.
O yüzden bizim evimizde her zaman dikiş makinesi olmuştur,
Hala da durur bir dikiş makinesi anneciğimin evinde,
Artık tabii antika süs olarak duruyor.
Son söz,
Ben de iyi bir dikiş makinesi kullanıcısıyım:)
Londra’da arkadaşımla açtığımız tekstil atölyesinde
1 seneden fazla etek, pantolon, gömlek diktim makinelerde
Overlok makinesi, ilik açma makinesi, düğme dikme makinesi , teğel makinesi kullandım.
Tabii biz endüstriyel makineler kullandık 🙂
Hala da düğmem falan kopsa,
Hemen dikerim, evimde her zaman iğne – iplik bulunur 🙂
Sevgilerimle,
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.