Menu

Kuala Lumpur ve Singapur

Aslında Kuala Lumpur ve Singapur’dan döneli epeyce oldu ama yazma fırsatı bulamadım, kısmet bugüneymiş diyelim. Malezya hakkında genel bilgilere geçmeden önce sizlere tarihi hakkında kısacık bir bilgi vermek isterim.

Çok eskiye kadar gitmeyeceğim, 2. Dünya savaşı sırasında Malezya Japonlar tarafından işgal ediliyor. Daha  sonra İngiltere’nin kontrolü altına giriyor ve 1957 yılında İngiliz’lere bağlı kalmak koşuluyla bağımsızlığı kabul ediliyor. Daha sonra kendi bağımsızlıklarını ilan ederken, bu oluşumun içinde yer alan Singapur Federasyon’dan ayrılıyor ve böylece bağımsız Malezya ve bağımsız Singapur diye iki devlet kuruluyor. Yani Singapur eskiden Malezya’nın bir parçasıymış, daha sonra ayrılmış.

Sonuçta her iki ülkede de hala İngilizlerin etkilerini görmek mümkün, her şeyden önce trafik soldan, yani şoförler bizim Kıbrıs gibi soldan trafiği kullanıyor.

Malezya’da herkes ingilizce biliyor olmasına rağmen, ana dilleri Malayca ama Singapur’da ana dil İngilizce. Örneğin metroda bile tek lisan yayın yapılıyor, o da İngilizce.

Malezya veya benim gördüğüm Kuala Lumpur’dan başlayalım. Bir kere inanılmaz gökdelenler yapmışlar ki bunun en başında PETRONAS ikiz kuleleri geliyor, düne kadar Dünyanın en uzun kuleleriydiler, şimdi Dubai’deki Burj Khalifa bu rekorlarını kırmış durumda. gerçekten inanılmaz bir ikiz bina yapmışlar, hatta bu ikiz binaları farklı iki gruba yarışma şeklinde yaptırmışlar ve halkın ilgisini çekmeye çalışmışlar. Özellikle gece ışıklandırması bir harika, bunun yanında iki kule arasında 45. kattan sonra yaptıkları bir geçiş köprüsü de var ki bu köprüye çıkıp Kuala Lumpur’u seyredebiliyorsunuz.

Kuala Lumpur çok modern bir şehir, Alış Veriş Merkezleri çok fazla ve oldukça keyifli yerler, aynı bizdeki gibi bir çok Avrupa / Amerikan firması bu AVM’lerde yer alıyor, yiyecek bölümlerinde ise ne ararsanız bulabilirsiniz. KFC, McDonalds, Burger King, Pizza Hut mevcut, yani yemek açısından bir sorun yaşamıyorsunuz.Sadece AVM’lerde değil, bu saydığım firmalar şehrin çeşitli yerlerinde mevcut.

Kuala Lumpur’un çok karışık olmayan bir metrosu var. Bir çok yere metro ile gitmeniz mümkün, sadece nereye gitmek istediğinizi bilmeniz yeterli. Metrolar genelde şehrin üstünden geçiyor, yani alta inen metroları yok, tam tersi Dubai’deki gibi toplu taşımacılık şehrin üstünden yapılıyor. Taksi ile de ulaşım mümkün ama taksimetre açmaları gerektiği halde bir çoğu pazarlık yapmayı tercih ediyor. 5 6 Ringit2lik bir yere 15 20 Ringit’e gidebilirsiniz. O yüzden genelde bekleyen değil, hareket halindeki taksilere binmenizi tavsiye ederim.

Para birimi RİNGİT, 1 Ringit 0,59 TL, yani hani çok kabaca 10 Ringit diyorsa bizim için yaklaşık 5-6 TL demek.Metrolar da bilmeniz gereken aldığınız bilet / jetonu ASLA kaybetmemeniz çünkü çıkışta da bu bilet/jetonu kullanıyorsunuz. En uzun mesafesi 3 Ringit civarında. Taksiler de 3 Ringit’ten açılıyor. Bira 20 25 Ringit civarında, yani bizden farkı yok. Otobüsler daha da ucuz ama kullanması zor. O yüzden taksi kullanmaktan çekinmeyin veya metro ile gezin derim.

Eğlence hayatı ise Kuala Lumpur için inanılmaz, %60 müslüman ve şeriat olduğu halde gece hayatı ve eğlence hayatı Bangkok’u aratmıyor. En önemli eğlence merkezi BEACH CLUB, girerken 35 Ringit ödüyorsunuz, bir içki bedava. genelde bütün barlarında Canlı Müzik var. İçeride ise o barda çalışan kızlar ile eğlenmeye gelen kızlar var. Bundan sonrası ize kalmış durumda ama eğlence ve pazarlıklar birbirine giriyor. Burada hafta sonu diye bir şey yok, her gün eğlence bar ve barlar tıka basa dolu. Beach Club gibi bir çok yer mevcut.

Kuala Lumpur herkesin birbirine dinlerine, bakış açılarına çok saygı duyulan bir yer. Halkı çok gülümseyen, keyifli bir halk.Budizm’de, Müslümanlık’ta, Hiristiyanlık’ta aynı yerde kabul edilmiş durumda. En meşhur Budizm okulunun hemen yanında bir kilise, biraz ilerisinde bir Cami mevcut. Ama en çok Çin tapınakları açısınmdan zengin bir yer ve Çin Mahallesi’n de çok önemli tapınakları var. Din açısından hiç bir sıkıntıları asla olmamış, bölgenin en büyük Cami’side burada.

Kuala Lumpur’ın gezilecek yerleri arasında en başta gelen yer tabi ki Petronas Kuleleri, daha sonra Ulusal Anıtları, Camiler, Tapınaklar ve Bahçeleri geliyor. Özellikle bağımsızlık savaşı sırasında kaybettikleri askerler için güzel anıtlar yapmışlar.

Bir çok bahçeleri var, Kelebek Bahçeleri, Orkide Bahçeleri,  Kuş Bahçeleri çok güzel. Özellikle Malezya’yı Dünya’da bir numaraya oturtan Palmiye Ağaçları ve Palmiye Yağı & Kauçuk ticari anlamda onları uçurmuş durumda.

Kuala Lumpur ile ilgili vereceğim bilgi bu kadar.

Singapur’a gelince, Singapur bir ada devleti.Devlet diyorum çünkü Malezya’nın bir parçasıyken ayılmış ve kendi ayakları üstünde durmuş bir yer. Nüfusu 7 milyon civarında küçücük bir devlet. Ancak Uzak Doğu’nun en zengin devletlerinden birisi. İnanılmaz bir ekonomisi var ve benim hayatımda Uzak Doğu’da gördüğüm en Avrupai kentten daha Avrupai. Ana dil İngilizce, nüfusun büyük çoğunluğu Çinli olmasına rağmen, kimse Çinliyim demiyor.

Singapur’un herhalde gurur duyduğu ve tartışmasız gelen her turistin gezdiği MARINA BAYoteli var. 57 kat olan bu otel üç tane bina üzerine dikilmiş bir gemi şeklinde. Singapur’a en üsten bakan bir yerde olan bu otelin 57. katında havuza girebiliyorsunuz. Bir otel olmakla birlikte, turistik açıdan en önemli merkezlerinde bir tanesi. Gezmek için 26 Singapur Doları ödüyorsunuz ama kesinlikle değer, giderseniz mutlaka Marina Bay otelinin 57. katından Sinapur’u seyredin derim.

Bunun dışında Singapur kendi para birimi olan Singapur Dolarını kullanıyor, bir Singapur Doları 1.4 TL yani yaklaşık 1,5 ile çarpmanız gerek, 10 Singapur Doların maliyeti 15 TL civarında.

Burada da inanılmaz keyifli bir metro var. Minicik bir şehir olmasına rağmen Metro ile her yere çok kolay ulaşabilirsiniz. Tavsiyem günübirlik bir metro kartı almanız, maliyeti 8 Singapur Doları ama hem metrolarda, hem otobüslerde geçiyor.

Singapur’un en güzel yerlerinden birisi  Sentosa Adası. Buraya mutlaka gitmelisiniz. Küçük bir Walt Disney harikası. hem çeşitli oyunlar, oyuncaklar var, hem de ulaşımı çok keyifli. Yarım adadan adaya teleferik servisi var, maliyeti de 15 Singapur Doları, ama adaya geçtikten sonra çok keyifli anlar yaşıyorsunuz. Aynı şekilde de geri dönüyorsunuz. Adada bütün otobüsler ücretsiz, eğer denize girmek, okyanusta yüzmek istiyorsanız mükemmel bir seçim yapmış olursunuz.

Bunların dışında hem Sentosa Adasında devasa bir Merlion Heykeli var, hem de Marina Abay’ın karşısında daha küçük bir Merlion Heykeli var. Her ikisi de aynı, bir ASLAN başı. Bu konuda bir başka yazı  yazacağım  için detaya girmiyorum ama bu Aslan heykellerinin  tarihçesi çok değişik. Yine de her ikisi de muhteşem gerçekten. Sentosa adası ziyareti bence mutlaka yapılmalı. Koyduğum fotoğraf bu teleferik seyahati sırasında adada yerleşik bulunan villaların fotoğrafı. Ben çektiğimde hala birileri bu adada, bu özel havuzlarında havuza giriyorlardı.

Merlion’un önemini anlatacağım ama gördüğüm kadarıyla Singapur aslında gece görülmesi gereken bir şehir. gece ışıklar ile inanılmaz bir manzaraya sahip oluyor. Seyrederken içinizden geçen sadece bu manzaraya bakıp burada bulunduğum için şanslıyım demek geliyor. Geceleri daha bir fazla zengin bir şehir olduğunu fark ediyorsunuz. Onlarca gökdelen ve estetik çalışma. Bunun yanında halkı Uzak Doğu halkı gibi değil, Avrupalaşmış ama kendi örf ve adetlerini terk etmemişler.

Singapur’un ilginç şeylerinden birisi de yerleşim yapan halkın kendi bütünlüğünü koruması, mesela Hint Mahallesi var, tamamen Hintlilerin olduğu, hatta Little India diyorlar, sonra Çin Mahallesi var, her taraf Çin, China Town diyorlar, sonra Arap Mahallesi var, her taraf Arapça ve bunlar birbirleriyle sorunsuz yaşıyorlar. Gezen turiste de kimse karışmıyor, yine Budizm okulu var ki, bölgedeki en yoğun okul, devasa Budist heykelleri var, kimse kimsenin dini görüşüne karışmıyor.

Kuala Lumpur ve Singapur hakkında anlatacaklarım bu kadar, daha çok şey var ama en azından ilk giden için sanıyorum bu bilgiler yeterli, sonrasını zaten kendi keşfeder.

Sevgilerimle,

Benzer Yazılar

YORUMUZU BIRAKIN