Geçen gün yazdığım EMEKLİ yazıma çok ilgi gösterdiniz,
Sağ olun, yorumlar kadar olmasa da,
Özelden de sohbet etme şansımız oldu bazı arkadaşlarım ile.
Burada Cumartesi yürüyüş, Pazar okyanus günleri diye yazıyorum genelde.
Her ikisi de çok uzun zamandır Türkiye’de yapamadığım şeylerdi.
Bakın İstanbul’daki yaşamım nasıldı.
Ataşehir Andromeda Rezidans’ın 10. katında 1+1 evde yaşıyordum.
Altımızda Migros vardı.
Sosyal medyam çok zengindi.
Kitaplarımı sosyal medyadan dağıtıyor,
Zamanım Netflix, Sosyal medya ile geçiyordu.
Alışverişimi de aşağıya asansörle inip
Migros’tan alacağımı alıp, yukarıya eve çıkıyordum.
Haftada bir Kadıköy’e Nisan Balık’a gidip,
Bazen tek başıma, bazen arkadaşlarım ile rakımı içip, eğleniyordum.
Bazen onu da yapmıyordum.
Hayatım 1+1 evde, TV / Bilgisayar ile özdeşleşmişti.
Sosyal medyadan dolayı kitap okumaya, başka şeylere zaman ayırmıyordum.
Yürüyüş falan hak getire, nereye çıkıp yürüyeceğim.
Dışarıda yemektense, eve getir evde ye modu baskındı.
Yani hayatım böyle sürüp gidiyordu,
Mutlu muydum?
Evet, annem, kardeşim, çok sık olmasa da gördüğüm, buluştuğum arkadaşlarım,
Facebook / Instagram / Twitter / LinkedIN şu bu ne ararsan var.
Maçları da evde seyrediyorum.
Bana göre mutluydum.
Sonra buraya Abidjan’a geldim.
Afrika’ya yabancı değilim,
23 ülkesinde bulunmuşum ama hiç yaşamamıştım.
İş için geldiğimde,
Güvenli bölgeler, oteller, minik bir alanda görülecek yerler, toplantılar ve dönüş.
Abidjan’da yaşamaya başlayınca,
Önce insanlarını tanımaya başlıyorsunuz,
Bakıyorsunuz ki bambaşka bir dünya, yaşam şekli, bilmediğiniz birçok şey var.
Önce yavaş yavaş sosyal medyadan uzaklaştım,
Arka arkaya LinkedIN hariç, hepsini kapattım.
Sonra zaman buldukça sokağa çıkmaya başladım.
Ve insanları tanımaya, onlar ile beraber olmaya başladım.
Uzatmayayım,
2 senedir Abidjan’da yaşıyorum.
İnanır veya inanmazsınız,
2 senedir mutsuz olduğum gün sayısı birkaç günü geçmez.
Sakinliği, stressiz yaşamı, o güzel kalpleri, gösterdikleri sevgi ve saygı.
Hele o çocuklar, inanılmaz güzel, tatlı çocuklar.
Eskiden paylaşmak için fotoğraf, video çeker, canlı yayınlar yapardım.
Şimdi yine fotoğraf ve videolar çekiyorum, eskisinden daha çok,
Ama artık bu güzel ülkeyi ve insanları tanıtmam gerekenleri paylaşıyorum.
Kendim ile ilgili olanlar, kendimde kalıyor.
Keşif yürüyüşleri muhteşem oluyor,
Bilmediğim ara sokaklara dalıyorum, hiç korkmadan,
Bugüne kadar da en ufak bir sorun yaşamadım.
Pazar günleri kumsalda okyanus kenarında eğlenen insanları seyrediyorum,
O kadar içten ve sıcacıklar ki,
Sizinle fotoğraf çektirmeye bayılıyorlar,
O yüzden arada sizler ile paylaşabildiğim fotoğraflarım oluyor.
Bu yazımı Türkiye ve Afrika yaşamımı karşılaştırabilmek için yazdım,
Hayatınızda KONFOR alanınızdan çıktığınızda,
Çok farklı şeyler yaşama şansınız var.
Ama önemli olan o kararı verebilmek.
Birçok arkadaşım geçen yazıma şöyle demiş.
Nerede mutluysan orası yuvandır diye.
Çok haklılar.
Sevgiler
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.