Bu ülkede en önemli şeyler hep UÇAKTA konuşulur, o yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız bir yere gittiğinde değil de, bir yerden döndüğünde hep böyle bir bakalım ne diyecek diye beklerim.
En sevdiği gazetecilerden birisi Akif Beki’dir. Onu her yere götürür, dönerken de Akif Beki tam sayfa yazı yazar, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan diye başlayan bir yazı dizisi çıkar hemen.
Bir gazeteci yazmıştı. Demokrasisi çok kuvvetli bir ülkenin başbakanına sormuşlar, demişler ki ” Demokrasinin ölçüsü sizce nedir? “, o da yanıtlamış ” Gazetecilerin korkmadan istedikleri soruları sorabildikleri bir ortamı sağlayabilirseniz, o zaman o ülkede demokrasiden bahsedebilirsiniz “.
Bizde ise tam tersidir, gazeteciler istedikleri soruları sormaz, soramaz. Sormaya kalktıklarında neler olduğunu biliyorsunuz. Hatta öyle ki, biz de gazetecilere ne soracakları önceden verilir, arada da olur ya gazeteci soracağı soruyu falan unutursa, siyasetçi ona sen şimdi bu soruyu soracaksın diye anımsatılır.
Yok canım demeyin, bu ATV de yaşandı, gazeteci o zaman Başbakan olan şimdiki Sayın Cumhurbaşkanımıza soracağı soruyu unuttu, Sayın Cumhurbaşkanımız, şu soruyu soracaktın değil mi diye anımsattı kendisine, anımsayanlar vardır bu sahneyi.
Suudi Arabistan dönüşü klasik soru yanıtlama aynen böyle, Akif beki sormuş güya, Sayın Cumhurbaşkanı da yanıtlamış.
Ne sormuş, Ne yanıt almış…
Önemli mi?
Merak eden okur, ben okudum, burada anlatılacak önemli bir şey görmedim, çünkü çok daha önemli bir mesele var …
***
İsveç’te 1300 lü yıllardan beri işletilen maden ocağında bir yangın çıkıyor.
Yerin tam 826 metre altında ….
Alarm veriliyor, tam 166 işçi, alarmı duyduktan sonra panik yapmadan YAŞAM ODALARINA sığınıyor.
Yangın alarmı saat 09:00’da veriliyor, saat 10:30’da yani tam bir buçuk saat sonra TEK BİR İŞÇİ ölmeden hepsi sağ olarak kurtarılıyor.
Fıtratlarında ölüm yok yani…
Kurtaran da Yaşam Odaları ..
Hani Soma kazasından sonra gündeme gelmişti, anımsadınız mı?
Hatta Yaşam Odalarının maliyetinin harcanan paralara göre ne kadar ucuz olduğu konuşuldu.
Biz BALIK hafızalı bir millet olduğumuz için unuttuk tabi.
Bütün Dünyada zorunlu olan Yaşam Odalarının Türkiye’de de sorunlu hale getirilmesi için muhalefet ÖNERGE hazırladı ( 15 Mayıs 2014 ).
Ne oldu biliyor musunuz?
AKP oyları ile önerge reddedildi.
Yani FITRATINDA ölüm olan bu insanların kurtulmasına gerek yoktu, yangın, kaza, patlama olursa ölecekler, ölsünler ne yapalım dendi …
Kabul edilse ne olacaktı? Devlet mi yapacaktı bu yaşam odalarını?
Yooo, o madene para harcamayıp, İstanbul’un göbeğine 40 50 katlı gökdelen dikenler yapacaklardı bu yaşam odalarını.
Ama DEVLET HAYIR dedi, gerek yok, Allah’ın işine karışmayın, FAZLA önlem almayın….
***
Küçücük bir haber …
Emirgan Korusunun komşu arazisi kaşla göz arasında ihale edildi..
AVM mi yapılacak, Residence mi olacak bilmiyorum ama ihalesi tamamdır. O güzelim yeşili, doğayı mahvedecekler.
Paylaşmıştım, hafta sonu Pınar ile Emirgan Korusuna kahvaltıya gittik, boğazı gören en güzel yerlerden birisi, yemyeşil bir arazi, insanın içi açılıyor, ağaçlar, otlar, çimen, laleler …
Şimdi hemen yanındaki yer yakında yok olacak, sonra …
Sonra sıra Emirgan’a gelecek, zaten adı bir kez anılmaya başladı mı, arkasından olur, önce biraz kamu oyuna bakarlar, sonra yaparlar.
Zaten bundan sonra öyle Gezi olayları gibi bir olayı da kimse beklemesin.
Uçakta yine Akif beki sormuş, İç Güvenlik yasasını Sayın Cumhurbaşkanımıza, o da demiş ki ” Eksiği var, Fazlası yok “…
Yani, bundan sonra ağaç koruma, yeşili koruma Vatan Hainliği ile eş değer olabilir…
***
İki ceza birden …
Birisi Sayın Cumhurbaşkanımıza kesilmiş, 10.000 TL
Mahkeme heykele UCUBE dedi diye ceza vermiş.
Diğeri milletin ” A……. koyan ” ünlü iş adamımız Cengiz Holdingin başı Mehmet Cengiz’e ..
Ona da mahkeme 8.000 TL uygun görmüş ..
Açıkçası şaşırdım, nasıl oldu da bu cezaları verdiler, yakında ortaya çıkar, bu hakimler hala Paralel devrinden kalma hakimlerdir.
Bugün sorsunlar Sayın Cumhurbaşkanına, yine tükürürüm demezse namerdim.
Öbürü ise zaten koymaya devam ediyor, itiraz falan eden mi var ki, koymaktan vazgeçsin….
***
” Bismillah… yemeğimi yemeden el açtım Allah’ım sana …” diye başlayan bir dua.
Burdur Milli Eğitim Müdürü ANA OKULLARINA yazı gönderiyor, yani 6 yaşın altında çocuklarımızı gönderdiğimiz okullar bunlar.
Ve diyor ki, sınıfların tamamında, yani 1 2 3 4 5 yaş gruplarının yaşa göre ayrıldığı sınıfların tamamında hem KAHVALTI hem ÖĞLEN yemeğinden önce bu DUA okutulacak.
Nasıl olacak bu?
Sınıfta bir hoca, bunu yüksek sesle okuyacak, çocuklar da toplu halde duaya eşlik edecekler …
Yani artık diyecek bir şey bulamıyorum. 2 3 yaşındaki çocuklara sabah ve öğlen ve her gün bunu yapmak, yaşatmak….
Bu kadar zorlama….
Şimdi buna çözüm bulunur, kabul edilmez diyebilirsiniz, demeyin, MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI zaten demiş diyeceğini ” Bütünlük için iyidir, hem zaten DUA da sakıncalı bir şey yok ” …
PES dedim artık …..
***
Fatma Tuba Yazıcı …
41 yaşında, üç tane oğlu var.
5 yıl önce eşini kaybediyor, eşi de DİLER HOLDING’in sahibi…
İş kolu Demir – Çelik …
Adını bile duymadığımız bu hanım efendi eşinden miras aldığı bu işletmeyi 5 senede zirveye taşıyor ve FORBES dergisinde en zenginler listesine 1741. sıraya yerleştiriyor.
Yani firmanın ve kendisinin servetini 1 MİLYAR DOLARIN üstüne taşıyor..
Dün BAŞARILI iş kadınlarını yazmıştım, onları medyadan tanıyorsunuz, bu hanımın adını duyan bile yok, medyaya pek poz veren birisi değil, genelde geri planda yaşayan birisi.
Ya da birisiydi demek lazım, artık bir çok kişi onu tanıdı, ve görünüşe göre tanıyacakta …
***
Son olarak ..
Dün Sosyal Medya’da çok konuşuldu…
4 aylık Damla’nın vefatı….
Gerçi buna vefat mı demek lazım, cinayet mi bilemedim.
Kısaca; Anne ve Baba işsiz, iki çocuk var, büyüğü 3 yaşında, küçüğü yeni bebek 4 aylık.
İş aramak için ikisi birden evden çıkıyor, bebeği de evde yalnız bırakıyorlar, döndüklerinde bebeği ölü buluyorlar.
Yani CEHALETİN böylesi….
Kardeşim, hem işiniz gücünüz yok, hem de İkinci bebeği yapmışsınız.
Bir de ben anlamıyorum, bu İŞ aramak nasıl bir şey? Sabah evden çıkıp, akşama kadar sokakta kalmak nasıl bir şey?
İş aramak için 10 saat sokakta ne yapar insan? Kapı kapı dolaşıp iş arama nerede kaldı artık?
Biz devam edelim ” 3 çocuk yapın, 5 çocuk yapın ” diye telkinlere, böyle cahil insanlar da yapsınlar çocuklarını, ne olduklarına bakmadan.
Şimdi ikisi de birbirini suçluyormuş, ben şunu dedim kocam istemedi, beni dövdü, şu bu …
Yazık gerçekten çok yazık, bu kadar cahilliğin ötesinde, sorumsuzluk, baba bir de utanmadan eklemiş ” geçen gün de yalnız bıraktık, bir şey olmadı ” diye ..
***
Bugünlükte bu kadar, herkese güzel bir gün dilerim, her ne kadar güzel olabiliyorsa …
Sevgiler & Saygılar
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.