Çalışanın memnuniyeti anısı

Yabancı bir şirkete iş görüşmesine gittim,
Görüşmeler bitti,

Görevim,
Uluslararası Satış Direktörlüğü,
İstanbul’da evden çalışacağım,
Tüm Dünyadan sorumluyum.
Türkiye bu pazar içinde yok.
Farklı nedenlerden dolayı.

Maaş?
Onu biz çalışıp size döneceğiz dediler.

Sosyal Hak? Araba?
Sosyal hakları belirteceğiz ama arabayı anlayamadık dediler.
Öyle ya,
Türkiye’de müşterim yoksa, araba ne için?

Halbuki araba talebim tamamen alışkanlıkla sorulmuş bir soruydu.
Çünkü senelerce Türk firmalarında çalışmıştım ve hep şirket arabası kullanmıştım.

Cumartesi sabah evime döndüm,
Pazar akşamına kadar da teklif gelecek.

Tabii heyecandan ölüyorum,
Acaba ne teklif edecekler?
Arkadaşlarıma açıp soruyorum, sizce ne teklif ederler diye,
Herkes minimum şu kadar olur falan diyor.

Bahsedilen minimum rakamlar,
Benim daha önce aldığım ücretin iki üç misli,
Aman inşallah diyorum.

Gözüm hep saatte, zaman geçmiyor.
Belki Cumartesi gelir diye bekliyorum ama yok.
O gece gözüme uyku girmedi.
Pazar sabah, öğlen, öğleden sonra falan derken,
Akşam saat 7 gibi, bir mail.

O kadar heyecanla beklemişim ki,
Mail geldi, açamıyorum,
Sakin Haluk sakin diye bir nefes alıp açtım maili.

Son derece profesyonel hazırlanmış üç sayfalık bir anlaşma.
İlk iki sayfa pozisyonun tanımı, benden beklenenler şu bu.
Son sayfa, heyecanım son haddinde,
Maaş ve prim.

Okudum, teklif edilen miktarı ve satış primini.

Eski aldığım ücretin on mislinden fazla bir maaş, üstüne %3 satış primi.
İnanılacak gibi değil.

Kıssadan hisse;
Değerinizi bilen firmalara,
Her zaman fazlanızı verirsiniz.

5,5 yıl çalıştım o firmada,
Pandemi döneminde hiçbir yere ziyaret yapamayınca,
İstifa ettim.

Birkaç gün sonra İnsan Kaynakları bir mail attı,
Haluk önümüzdeki 3 ay maaşının yarısını ödemek istiyoruz diye.
Çünkü durum zor ama pandemi zamanı, en azından biraz destek olur diye.

Bunu neden anlattım,
Elemanınızı, çalışanınızı mutlu ve memnun ederseniz,
BAŞARI kaçınılmazdır.

Bu da bir iş hayatı tecrübesi olsun.
Sevgilerimle,