Menu

Kuveyt Seyahat Notları

Bir günlük Kuveyt gezimden bir yazı çıkar mı bilemem tabi ama inanın bir gün yeter Kuveyt’e.

Kuveyt minnacık bir yer, toplam nüfusu yaklaşık 6 7 milyon falan. Irak ve Suudi Arabistan komşusu, geri kalan her taraf deniz.

Bu kadar minicik bir ülke olmasına karşın, Dünyanın en ZENGİN yedinci ülkesi. refah indeksi açısından da Dünyanın 31. ülkesi.

Peki Kuveyt’in tarihinde ne var?

Aslında yerleşimler Milattan Önceye kadar gidiyor ama biz o kadar eskilere gitmeyelim, Kuveyt Şeyhliği 18. yüzyılda kuruluyor ve Osmanlı İmparatorluğu zaanında Kuveyt Osmanlının işgali altında, daha sonra 1800 lü yılların sonunda Britanya Krallığı’nın egemenliğine giriyor.

Daha sonra 1930 lu yıllarda Bağımsızlığına kavuşuyor ve petrol yatakları keşfediliyor. 19 Haziran 1961 yılında da Bağımsızlık elde ediyor ve bugünkü Kuveyt ortaya çıkıyor.

Bizim kuşak Kuveyt’i çok iyi tanır. neden derseniz, 2 Ağustos 1990 yılında IRAK, komşusu Kuveyt’i işgal ediyor, 1000 den fazla sivil ölüyor, 300 binden fazla zengin Kuveytli kaçıyor.

Tabi Dünya buna izin vermiyor, başta Amerika ve Suudi Arabistan devreye giriyor ve 26 Şubat’ta Irak geri çekiliyor.

O günleri anımsayanlar vardır ve şu sözleri anımsayacaktır. Rahmetli Turgut Özal ” üç koyup, beş alacağız ” diyerek bu savaştaki tarafını belli etmişti. Hiç bir şey alamadık o ayrı …

Neyse bu kadar tarih yeter …

Kuveyt 25 26 Şubat 1991 senesini KURTULUŞ günü olarak kutluyor. O yüzden ben oradayken müthiş bir faaliyet vardı, her tarafı ışıklar ve bayraklar ile donatıyorlar, müthiş bir şölen oluyor.

Kuveyt Devleti halkını çok seviyor, ülkede vergi diye bir şey yok. Halk Devlete hiç bir şey ödemiyor. Buna karşılık Devlet halkına sürekli bir şeyler veriyor.

Ev için bedava arsa, 100 bin Kuveyt Dinarı inşaat yardımı, iş garantisi,işsizlik 1.500 Dinar, evlenince yardım; çocuk olunca yardım, iş ararken yardım. Sürekli bir şekilde halka para veriyor.

Bu arada 1 Kuveyt Dinarının 3 Euro olduğunu anımsatalım.

Elektrik, Su, Üniversite, Sağlık bedava, bunların hiç birisine halk para ödemiyor. Ancak ülkedeki yabancılar için aynı şeyler söz konusu değil, sadece Kuveyt’te doğan Kuveytliler bu haklara sahip.

Turizm olarak deniz turizmi çok yaygın, güzel sahileri var ( mış ), bunun dışında şehirde gezilecek pek bir yer yok.

Kuveyt şehir olarak yürüyerek gezmesi çok zor bir yer, o yüzden mutlaka araba kiralamalısınız ki çok ucuz, benzin 24 cent, yani litresi 1 Türk Lirası falan gibi…

Bu kadar zenginlik nereden geliyor, tabi ki PETROL, Başka hiç bir şeyleri yok.

BİR günde 3.000.000 varil petrol üretiliyor Kuveyt’te. Bir varilin 40 Dolar olduğunu düşünürseniz, ihracat gelirini hesaplayabilirsiniz.

Hava yazın dayanılacak gibi olmuyormuş, özellikle Mayıs’tan sonra dışarıları 50 dereceye kadar çıkıyormuş.

Ulaşım için otobüsler var ama bineceğinizi sanmıyorum çünkü sadece arabası olmayanlar biniyor ki ben bir gün içinde beş altı kişiden fazla kişi görmedim otobüslerde, herkesin koca koca arabaları var.

Taksiler ucuz değil, aslında Kuveyt ucuz bir yer değil ancak halkın refah düzeyi o kadar yüksek ki, Dünyanın bütün ünlü markalarının her Alışveriş merkezinde birden fazla dükkanı var.

Yemek konusunda sıkıntı hiç yok, Arap mutfağından İtalyan mutfağına, Çin mutfağından Hindistan mutfağına ne ararsanız var, yine bütün ünlü hızlı yemek zincirleri burada da mevcut. Starbucks’ından KFC sine kadar, McDonalds’dan Burger King’e kadar ne ararsanız var.

Gece yaşamı yok, alkol kesinlikle yasak. Kadınlar serbest, isteyen etek giyiyor, isteyen tamamen kapanıyor, kimse kimseye karışmıyor. Kadınlar araba kullanıyor, sineması var, tiyatro var mı bilmiyorum.

Kuveytli kadınlar Alışveriş Dükkanlarında çalışmıyor, bütün yapılması gereken işler tamamen yabancılar tarafından yapılıyor ki bunların büyük çoğunluğu Çinli, Filipinli. Yani temizliğinden işçiliğine kadar tam bir yabancı çalışan toplum. Aldıkları paralar da öyle az buz para değil.

Bu kadar küçük olmasına rağmen, Dünyanın bütün büyük şirketlerinin ofisi ve burada çalışan personelleri var. Aslında Kuveyt tam bir Yabancı cenneti.

Gezilecek yerleri çok yok demiştim, Kuveyt kulesi, Özgürlük kulesi falan gibi bir kaç kulesi ve ünlü bir kaç Camisi var, bunun dışında bir kaç müzesi var.

Yeşil bayağı var, güzel parkları var, sahilde sevgililerin dolaştığı İzmir’in kordunu gibi yerler var. Akşamları cafeler ağzına kadar doluyor.

Anlatacaklarım bu kadar …

Gezmeye gidecekseniz, en fazla 2 gün derim, denizi de katarsanız belki 3 4 gün… Ama o kadar yani …

Sevgilerimle,

Benzer Yazılar

YORUMUZU BIRAKIN