Giden arkadaşlarım mutlaka bilir, DOĞAnın muhteşem olduğu yerlerden birisi Bolu Gölcük ve yine Bolu Yedigöller Bölgesidir.
YEŞİL rengi burada bir başka anlam kazanır, yeşilin göller ile birleşmesine hayran olursunuz.
Önce GÖLCÜK’ten bahsedeyim. Nasıl gidersiniz? Çok kolay cidden, TEM’den Bolu’ya kadar gidiyorsunuz, zaten sonrasında GÖLCÜK tabelaları başlıyor, yaklaşık 14 km. Yol çok kötü değil. ben Ataşehir’den oraya 3,5 saatte gittim ki arada yarım saat bir kahvaltı yaptık. Yani rahatlıklı günü birlik gidebileceğiniz bir yer.
Arkadaşlarınızla gidiyorsanız belki mangalınızı, etinizi de yanınıza aldıysanız çok keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
Gölcük’ün özellikleri nedir derseniz, Vikipedi’ye başvuralım bakalım neler diyor;
Deniz seviyesinden 1206 m. olan gölün alanı 4,5 hektar, çevresi 1.300 metredir.
Etrafı sarıçam ve göknar ağaçları ile kaplı gölün her mevsim görüntüsü muhteşemdir. Doğanın olağan üstü güzelliğiyle kaplı olan gölün hemen kenarında Orman Bakanlığı’nın misafirhanesi olan şirin bir ev bulunmaktadır. Gölün etrafında bu tesisten başka kır gazinosu adıyla bir restaurant vardır. Göl ve etrafı “Orman İçi Dinlenme Yeri” olarak Milli Parklarca koruma altındadır. Çok şirin ve küçük olan bu göl çevresine araçla girilmemektedir. Gölde yılın belirli zamanlarında ücret karşılığı sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir.
Yılın her mevsiminde bölge halkı ve yurdun her yerinden günübirlik gezmek, görmek, dinlenmek ve piknik yapmak amacıyla bir çok ziyaretçi gelmektedir.
Göl çevresinde konaklama imkanı bulunmamaktadır. Ancak yakınlığı nedeniyle Bolu ve Karacasu’daki konaklama tesislerinde kalınabilinir.
Gelelim Yedigöller Milli Parkına.
Gölcük’te zaman geçirdiniz, hadi bir de Yedigöller’i görelim dediniz. Biraz zor bir yola hazır olun. Yine Bolu içinden tabelalar sizi yönlendiriyor, yaklaşık 43 km boyunca oldukça kötü ve virajlı bir yola hazır olun derim.
Ama bu sizi korkutmasın, Yedigöller’e varınca o yorgunluğunuzu unutacağınıza bahse girerim.
Burada birbirinden farklı bölgelerde birden fazla göl var, belki yedi göl vardır da adını oradan almıştır, açıkçası tam bilmiyorum ama biz en az 4 göl gördük, İnce Göl, Nazlı Göl, Büyük Göl bizim görebildiklerimiz, hepsi aynı büyüklükte değil.
Büyük Göl ve etrafında onlarca çadır var, millet buraya gelip çadır kurup geceliyor. Yine mangal yapmak için yerler var. Çok keyifli bir mekan.
Vikipedi’den de size tarihçesi hakkında bilgi vereyim.
Yurdumuzun Batı Karadeniz Bölgesinde, oldukça engebeli bir yöre de bulunan Yedi göller Milli Parkı heyelanın oluşturduğu göller ile “Orman Denizi” ni andıran zengin bitki örtüsüne sahiptir. göllerde yaşayan alabalıklar ve bu değerlerin yarattığı rekreasyon kullanım potansiyeli ana kaynakları oluştururlar. Genellikle yer yapısı serpantinlerden ve volkanik kayaçlardan oluşan sahada zaman zaman göçük yer hareketleri sürüklenmeye hazır arazi yapısı, göllerin meydana gelmesini hazırlayan başlıca faktörlerdir. Göller, kayan kitlelerin, vadilerin önlerini kapaması sonucu arkada suların biriktiği set gölleridir. Bunlardan bazıları dip kaçakları ile birbirine bağlantılıdır.
Yedi göller’e hakim bitki örtüsü kayın ağaçlarıdır. Ayrıca meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, göknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk gibi değişik tür ağaçlar da görülmektedir.
Etkili koruma ile Parkın içerisinde ve yakın çevresindeki sahalarda sayıları artan geyik, karaca, ayı, yabani domuz, kurt, tilki ve sincap türleri bulunmaktadır.
Ülkemizde ilk kültür alabalığı üretme istasyonu 1969 yılında bu Milli Parkta kurulmuştur. Dolayısıyla rekreasyonel açıdan olta balıkçılığına kaynak olmuştur. Balıkçıların Abant’tan getirdikleri Alabalık türü, yedigöllerin doğal alabalık çeşitlerinin yumurtalarını yiyerek yok olma noktasına getirmiştir. Ayrıca kampçılık, günübirlik piknik, tabiat içerisinde yürüyüş, fotografçılık ziyaretçilerin uğraşlarıdır.
Gördüğünüz gibi her iki yer de Gölcük ve Yedigöller harika yerler. Gitmeyen arkadaşlarıma MUTLAKA tavsiye ediyorum.
Sevgilerimle,
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.