Tarih 18 Haziran 2012, Babalar Günü …
Kız kardeşimle babamızın Babalar Gününü dışarıda kutlayalım istedik, aldık onları da hep beraber Kilyos tarafına geldik, hep beraber yedik, içtik eğlendik. babamıza sarıldık, öptük ve Babalar Gününü kutladık.
3 gün sonra babacığım kalp krizinden vefat etti, aslında istediği gibi öldü. En çok korktuğu şey hastane köşelerinde, sağına soluna hortumlar bağlıyken ölmekti.
Bugün garip bir tesadüf, Babalar günü ile Babamın vefat ettiği gün AYNI GÜN oldu.
21 Haziran…
Benim yaş grubunu biraz tanıyorum, bizlerin BABASI bir disiplin babasıydı, Annemiz çözümleri kendisi üretir, eğer onun çözümleri bize uymazsa ” babana söylerim bak ” dedi mi, her şey hallolurdu.
Benim yaş kuşağının babalarının çoğu, daha gencecik evlenmiş delikanlılardı, daha onlar kendileri çocukluklarını, gençliklerini yaşayamadan, henüz o zamanlar KADINLAR çalışma hayatına böyle atılmamışken, üstlerine hem EVLİLİK, hem ÇOCUK sorumluluklarını üstlenmiş adamlardı.
Onlar çalışıp, evlerine ekmek getirmek, çocuklarını okutmak zorunda olan babalardı.
O yüzden bir disiplin timsaliydiler. Hiç bir zaman çocukları ile bugün yaşanan Baba – Çocuk ilişkisini yaşayamadılar, yaşlandıklarında ise karşılarında BAŞKA bir kuşak onları bekliyordu, o yüzden ÇOCUKLARINDAN çok, torunlarına AŞIK oldular.
Çocukları ile yaşayamadıkları ne varsa, torunları ile yaşadılar veya yaşıyorlar.
Canım babacığım, birazdan yanına geleceğiz, hepimiz buluşup yanında olacağız, en son gelişimizden yana neler yaptığımızı anlatacağız, dualar okuyacak ve bizleri bu noktalara getirdiğin için sana ne kadar minnet duyduğumuzu söyleyeceğiz.
Sen her zaman olduğu gibi hep bizim daha mutlu olmamız, daha sağlıklı olmamızı istedin, senelerce çalıştın, didindin, bizler de umarız sana layık evlatlar olmuşuzdur, seni çok ama çok seviyoruz.
Birazdan görüşmek üzere Babacığım…
YORUMUZU BIRAKIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.